PASKALYA YORTUSU HANGİ GÜN KUTLANIR?

Arada bir yazılarımı okuyanlar bulmaca çözmekten hoşlandığımı, yazılarımın da çoğunlukla kafamdaki sorulara bulduğum cevapları  paylaşmak için yazdığımı bilirler.    Bu seferki sorum şu: Paskalya hangi gün kutlanır.   Cevabı basit gibi görünüyor değil mi?  Değil!  

Bildiğiniz gibi Hristiyanlıkta Hz. İsa’nın çarmıhta ölüp mezara konulduktan 3 gün sonra dirildiğine inanılıyor.  Paskalya bu günün yıldönümlerinde yapılan kutlamaları anlamına geliyor.  Paskalya kutlamalarının Yahudilerin Mısır esaretinden kurtuluşlarını kutladıkları Fısıh (Hamursuz) bayramı yakın olması tesadüf değil.   Aslen bir Yahudi olan Hz. İsa’nın, yargılanıp çarmıha gerileceği Kudüs’e gitmesi zaten bu kutlamalara katılmak için.  Her dört kanonik İncil de bundan bahsediyor.

İbrani takvimi ay ve güneş takvimlerini bir arada kullanan bir sistem.  Hamursuz kutlamaları gece ve gündüzün eşit olduğu ve  21 Mart’a rastlayan ilkbahar ekinoksundan sonraki ilk dolunaydan sonraki gün başlıyor.  Bu İbrani takviminde 15 Nisan’dır.  Hristiyan geleneğinde Hz İsa’nın dirilişinin bir Pazar günü olduğu da var.   Dolayısıyla Paskalya Hamursuz gününden sonraki ilk Pazar günü kutlanıyor.  Bu sistemin 325 yılında İznik’te toplanan Birinci “Ekümenik” Konsil’de karara bağlandığı söyleniyor.  Bu tarih içinde bulunduğumuz 2022 senesinde 17 Nisan’a rast geliyor.

Eğer İznik Konsili’nde verilen karar buysa Paskalya yortusunu Ortodoksların niye farklı bir tarihte kutladıklarını anlamakta zorlanıyorum.  Mesela bu sene 24 Nisan’da kutlayacaklar.  Batı Hristiyanlarının 1582’de Papa Gregory döneminde yapılan reformdan sonra takvimi 13 gün geri aldıklarında, Ortodoksların Julius Sezar döneminde, MS 45 yılında yapılmış Jülyen takvimini kullanmaya devam ettikleri sebep olarak gösteriliyor.  Ama bu ilkbahar ekinoksundan sonraki ilk dolunayın ve ondan sonraki ilk Pazar’ın gününü değiştirmez ki…  

Benim el yordamıyla anladığım şu.  İbrani takvimi ilginç bir takvim.  Bizim dini işlerde kullandığımız Hicri takvim gibi her ay yeni hilalin görülmesi ile başlıyor, bir sonraki hilal öbür ayın başlangıcı oluyor.  Çünkü bu herkes tarafından gözlenebilecek kolay bir sistem.  Toplamı 354 gün tutan 12 ayları var, yani tıpkı Hicri takvimde olduğu gibi bir yılları güneş takviminden 11 gün kadar daha kısa.  Ayların isimleri Babil sürgünü sırasında Akadca’nın bir versiyonu olan Babilce’den aktarılmış.  Bazı ayların isimleri tanıdık, Nisan mesela.  Temmuz, Elul, Tişri de var…  İlginç bir numara yapıp,  ayların belli mevsimlerde kalmasını sağlamak için arada bir takvime bir artık ay eklemişler.   Başlangıçta kural basitmiş:  Eğer senenin ilk ayı olan Nisan arpaların biçilme zamanından daha erkene kaymışsa  o aya Nisan değil,  13. bir ay olan “İkinci Adar” demişler, bir sonraki ay Nisan olmuş.  Yaklaşık üç yılda bir bunu yapınca diyelim 15 nisanları bizim Mart sonu ile Nisan sonu arasında gidip gelir olmuş.  MÖ. 4. yüzyıldan sonra bu işi önceden belirlenebilir bir hale getirmek için “artık” ayları belli bir sırayla, 19 yılda 7 kez ekleyecek karmaşık bir sistem oluşturmuşlar.  Böylece Fısıh Bayramı’nın tarihi olan 15 Nisan’ın otomatik olarak ilkbahar ekinoksundan sonraki dolunaya rast gelmesini sağlamışlar.

Öyle anlaşılıyor ki Jülyen takvimini kullanmaya devam ettikleri için 2000 yılda oluşan 13 günlük düzeltmeyi yapmamış olan  Ortodokslar dolunayı dikkate almadan 15 Nisan’ı hesaplamaya devam ediyorlar ama onların hesaplamaya esas aldıkları tarihler 13 gün kadar ileri kaymış olduğu için hesaplamalarla vardıkları yerler farklı oluyor.  

Bu yazıyı paylaşırken Paskalya yortusunu temsil etmek için nasıl bir resim kullanabilirim diye düşündüm.  Hristiyan geleneği içinden gelen biri olsam günün anlam ve önemi ile ilgili bir resim olabilirdi belki… Ama benim için Paskalya dendi mi aklıma gelen kesinlikle Paskalya çöreği.  Aslında bu konuda haksız da sayılmam çünkü özellikle İstanbul’da Paskalya Yortusu’nda Hristiyanlar Müslüman komşularına Paskalya çöreği hediye ederlermiş, buna ben de çocukluğumda şahit oldum.   Örgü biçiminde yapılmış çöreğin üstüne de bir tane kırmızıya boyanmış yumurta yerleştirilmiş olurdu. 

Paskalya’da tatlandırılmış veya “balla mayalanmış” ayin ekmeği yapılması geleneği Bizans dönemine kadar gidiyormuş gibi görünüyor.  Bugün hala bütün Doğu Avrupa’da ve Rusya’da bu günlerde hafif tatlı bir çörek yapılıyor.  Bizim karakteristik örgülü ise çöreğimiz bu toprakların işi… Bu arada Nilay Örnek’in internet sitesinde harika Paskalya çöreği tarifleri var.

Yorum bırakın